Ancak daha genelden bakıldığında petrol piyasasını besleyen en önemli faktörün küresel büyümede oluşan yukarı yönlü beklentiler olduğunu söyleyelim. 2017 yılının son çeyreğine doğru küresel büyümenin 2018 ve 2019 yılında daha iyi bir tablo çizmesi beklenmesi petrol fiyatlarında yukarı yönlü bir eğilim yarattı.
Mevcut ortamda petrol fiyatlarının etki alanını genişleten üç temel konu olduğunu söyleyelim. Bunlardan ilki ve en önemlisi küresel büyümeye yönelik beklentiler. Bunu zaten ifade etmiştik. Bir diğeri ise OPEC öncülüğünde devam eden petrol üretim kısıntısına yönelik anlaşmanın sürüyor olması. Hafızaları biraz tazeleyelim. 2017 yılı ilk çeyrekte OPEC kesinti anlaşmasına zayıf uyum ve ABD ile Asya’nın zayıf birinci çeyrek talebinin etkisiyle petrol fiyatları dar bantta yatay bir seyir izledi. İkinci çeyrekte aşağı yönlü ve dalgalı bir görüntü veren petrol fiyatları, üçüncü çeyrek döneminde küresel ekonomik faaliyetlerindeki olumlu havanın katkısıyla global ortam canlandı ve bu durum 2017 yılı talep artış öngörülerinin yukarı yönde revize edilmesini destekledi. Talep artışına ek olarak, OPEC ve OPEC dışı ülkelerin petrol kısıntısına yönelik anlaşmaya sıkı uyum göstermeye başlamasıyla petrol piyasası 2018 yılının başında da iyimser havasını korudu. Öyle ki, Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) "Aylık Petrol Piyasası Raporu"na göre, ocak ayında yüzde 137 olan Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütünün petrol kesintisi kararına uyum oranı şubatta yüzde 147'ye yükseldiği belirtiliyor. Ayrıca, OPEC’in üretim azaltılmasına yönelik anlaşmanın 2018 yılının sonuna kadar değişmeyeceği beklentisi artmış durumda. Bu durum petrol fiyatlarının belirli bir seviye üzerinde tutunmasını destekliyor. OPEC, Haziran ayında işbirliğinin devamını görüşmek üzere Viyana’da toplanacak. Bu toplantı OPEC’in mevcut ortamda sürdürdüğü petrol azaltılmasına yönelik anlaşma için kritik bir diyalog ortamı sağlayacaktır. Petrol piyasası için kötü senaryo geride kaldı ancak petrol stokları halen daha 5 yıllık ortalamanın üzerinde bulunuyor. Bu nedenle OPEC henüz hedeflediği bir arz otoritesine ulaştığını söylemek güç.
Diğer taraftan petrol alanlarını oluşturan bölgenin istikrarsızlaşması petrol fiyatlarını mevcut ortamda yukarı yönde destekleyen son temel etken olarak karşımıza çıkıyor. ABD ve Çin arasındaki perde arkası görüşmelerin, küresel pazarlarda güçlü bir ticaret savaşını destekleyeceği algısı da petrol fiyatlarını canlı tutuyor. ABD ve Çin'in ticaret müzakerelerine başlaması ve dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki ticaret savaşına dair korkuları hafifletmesi petrol fiyatlarındaki tansiyonu düşürmüşe benziyor. Çinli yetkililer ABD ile çatışmaları ve ticari friksiyonları çözmek için müzakereleri hızlandıracaklarını açıkladılar. Böylece, petrol piyasasında ucu açık bir ticaret savaşının petrol talebine zarar verebileceğine yönelik endişeler bir nebze de olsa dağılmış oldu. Diğer yandan Irak cephesinde petrol kaynakları etrafında yaşanan jeopolitik gelişmeler petrol fiyatları üzerinde zaman zaman etkili olmaya devam ediyor. Bu açıdan baktığımızda haber akışlarının bize yardımcı olduğunu söylemek mümkün.
Tüm zorluklar ve belirsizlikler ne olursa olsun, OPEC üyesi ülkeler ek giriş kapasitelerine yatırım yapmaya devam etmektedir. Üye Ülkelerin karşı karşıya kaldığı büyük kapasite bakım maliyetlerinin üzerine, yeni projelere yatırım yapmaya, petrol piyasasına olan bağlılıklarını ve tüm tüketiciler için tedarik güvencesini güçlendirmeye devam ediyorlar. Söylemeye gerek yok, bu sadece OPEC’in Uzun Vadeli Stratejisinde ve Statüsünde iyi bilinen politikasının bir yansımasıdır. Orta vadede, OPEC üyesi ülkeler tarafından toplam yaklaşık 156 milyar dolarlık tahmini maliyeti olan yaklaşık 160 proje üstlenilmektedir. Bunların en önemlileri Kuveyt'te (Al Zour projesi), Suudi Arabistan'da (Jizan projesi) ve Venezuela'da (Anzoetagui) bulunmaktadır.